Gümrük Müşaviri kime denir?

Gümrük Müşaviri; Gümrük müşavirlik mesleğinin konusu, 27.10.1999 tarihli ve 4458 sayılı Gümrük Kanunu uyarınca eşyanın gümrükçe onaylanmış bir işlem veya kullanıma tabi tutulmasına ilişkin her türlü işlemlerin dolaylı temsilci sıfatıyla yürütülmesidir. Dolaylı temsil yoluyla eşyanın gümrükçe onaylanmış bir işlem veya kullanıma tabi tutulmasına ilişkin faaliyetler gümrük müşaviri aracılığıyla yürütülür. Gümrük müşavirleri, 4458 sayılı Gümrük Kanunu hükümleri çerçevesinde Müsteşarlıkça verilecek diğer görevleri de yürütürler. 1909 yılından beri Türk Ticaret hayatında bulunan ve müşterilerine gümrükleme ve lojistik hizmetleri yanında, danışmanlık hizmeti veren, dış ticaretin her aşamasında görev alan ve dış ticaret sektörüne yön veren gümrük müşaviri kişiler, Türkiye genelinde gümrük idarelerinde işlem gören beyannamelerin %85′ini takip etmektedirler. Gümrük müşavirleri dış ticaret ve gümrük işlemleri ile ilgili konularda yazılı görüş verebilir; hakemlik, bilirkişilik ve benzeri işleri yapabilir.


Uluslararası Teslim Şekilleri

FOB Teslim: Alıcı ile satıcı arasında yapılan sözleşmeye istinaden, eşyanın, teslim yeri olarak belirlenen yükleme limanında ve gemi güvertesinde teslimi anlamındaki FOB terimi, ingilizce "Free On Board" teriminin kısaltılmış şeklidir.

FAS Teslim: FAS terimi, "Free Alongside Ship" teriminin baş harflerini temsil eder. Bu teslim şeklinde eşyanın geminin bordasında teslimi öngörülür. Satış Sözleşmesi hükümlerine uygun olarak, belirlenen yükleme limanında rıhtıma veya mavnaya eşyanın yerleştirilmesi ile satıcı yükümlülüğünü yerine getirmiş olur. İhracat işlemleri alıcı tarafından yapılır.

FCA Teslim: FCA terimi, "Free Carrier" teriminin baş harflerinden oluşur. Bu teslim şekli eşyanın taşıyıcının deposuna teslimini öngörür. Eşya, gümrük işlemleri tamamlanmış olarak taşıyıcıya teslim edilir. Taşıyıcı bir taşıma sözleşmesi çerçevesinde eşyanın taşınması işini üstlenmiş olur. Eşyanın taşıyıcıya teslimine kadar olan tüm risk ve masraflar satıcıya aittir.

EXW Teslim: "Ex Works" teriminin kısaltılmış hali olan EXW, işyerinde yada fabrikada teslim anlamındadır. Bu işyeri veya fabrikadan kasıt satıcın işyeri veya fabrikasıdır. Satış konusu olan eşyanın eşyanın, sözleşmede belirtilen şartlara uygun olarak satıcının işyerinde alıcıya hazır halde sunulmasıdır.

CFR Teslim: "Cost and Freight" teriminin kısaltılmış hali olan CFR, eşya bedeli ile navlun bedelini kapsayan teslim şeklidir. Eşyanın sözleşmede belirtilen süre içerisinde ihraç işlemi ve nakliyesinin, masraf ve vergileri satıcıya ait olmak üzere gerçekleştirilmesini ifade eder.

CPT Teslim: "Cariage Paid To..." teriminin kısaltması olan CPT, taşıma masrafları da dahil, eşyanın varış yerinde teslimini öngören teslim şeklini ifade etmektedir. İhracat işlemlerinin masraf ve vergileri ile eşyanın varış yerinde teslimine kadar nakliye dahil tüm masrafları satıcı üstlenmek durumundadır. Ancak satıcının sigorta yaptırma yükümlülüğü bulunmamaktadır.

CIP Teslim: "Carriage and Insurance Paid To..." teriminin kısaltması olan CIP, taşıma ve sigorta ücreti ödenmiş olarak, eşyanın teslimini öngörür. Eşyanın varış yerine kadar olan risklerin tamamı satıcıya aittir.

CIF Teslim: "Cost Insurance and Freight" teriminin kısaltması olan CIF, eşya bedeli, sigorta ve navlunu kapsayan teslim şeklini ifade eder. Eşyanın gemi bordasına aktarılması ve varış yerinde indirilmesiyle ilgili olan masraflar ve riskler satıcıya aittir.

DAF Teslim: "Delivered At Frontier" teriminin kısaltılması olan DAF, eşyanın sınırda teslimini öngörür. Bu teslim şekli demiryolu ve karayolu taşımacılığında kullanılır.

DES Teslim: "Delivered Ex Ship" teriminin kısaltması olan DES, gemide teslim anlamındadır. Eşyanın varış limanında, gemi bordasında alıcıya teslimi, bu teslim şeklini ifade etmektedir.

DEQ Teslim: "Delivered Ex Quay" teriminin kısaltması olan DEQ, varış limanının rıhtımında, gümrük vergisi ödenmiş olarak teslim anlamındadır.



DDU Teslim: "Delivered Duty Unpaid" teriminin kısaltması olan DDU, gümrük vergisi ödenmeksizin teslim anlamındadır. İthalatın yapılacağı ülkede, eşyanın alıcıya teslim için hazır halde bulundurulması, bu teslim şeklinin esasını oluşturur. Eşyanın alıcıya teslimine kadar olan riskleri satıcıya aittir.

DDP Teslim: "Delivered Duty Paid" teriminin kısaltması olan DDP, gümrük vergisi ödenmiş olarak teslim anlamındadır. Eşyanın ithalatın yapılacağı ülkede, sözleşmede belirlenen yerde alıcıya teslimini öngören bir teslim şeklidir. Bütün taşıma biçimlerinde kullanılır.

Uluslararası Ödeme Şekilleri

Peşin Ödeme (Cash Advance veya Advance Payment): İthalatçı firmanın, sözleşmenin hemen akabinde, henüz ihracatçının malları göndermesini beklemeden mal bedelini ihracatçının hesabına banka transferi (genellikle proforma fatura ile) yoluyla göndermesi şeklindeki ödeme biçimidir. İhracatçı açısından oldukça avantajlı olan bu ödeme şekli, mal mukabili ödemenin tersine ithalatçı açısından büyük risk taşır. İthalatçı firmalarımıza, ihracatçı firmayı iyi tanıdıkları ve güvendikleri durumlarda ve malın gerçekten sağlıklı ve istenilen evsafta gönderileceğinden emin oldukları durumda bu ödeme şeklini kullanmalarını öneriyoruz.

Mal Mukabili Ödeme (Cash Against Goods): İhracatçının mal bedeline ilişkin hiçbir tahsilat yapmadan malları ithalatçıya göndermesi ve ithalatçının mallar ülkesine geldikten sonra gümrüklenmesinin ardından belirlenen vade tarihinde mal bedelini ihracatçıya banka transferi ile (beyanname ve fatura ile) göndermesidir. Peşin ödemenin tam tersi olan bu ödeme şeklinde ihracatçı büyük risk taşır.

Vesaik Mukabili Ödeme (Cash Against Documents): İhracatçının mal bedelini beklemeksizin yüklemeyi gerçekleştirerek kıymetli evrak hükmündeki belgeleri banka kanalıyla ve bir ödeme talimatıyla ithalatçının bankasına göndermesi; ithalatçının da gümrükleme işlemi için kendisine gerekli olan vesaikleri kendi bankasından mal bedelini ödeyerek alıp gümrüğe gelen malını çekmesi şeklinde işleyen ödeme şeklidir.

Akreditifli Ödeme (Letter of Credit): Akreditif, ithalatçının talebi üzerine ithalatçının ülkesindeki bir bankanın, gerekli şartların yerine getirilmesi durumunda (bu şartlar genellikle yükleme evraklarının bankaya ibrazıdır) ihracatçıya mal bedelinin kendi ülkesinde tespit edeceği bir banka kanalıyla ödeneceği garantisinin verilmesi şeklinde tanımlanabilir. İhracatçı açısından bu tür bir güvence taşıyan akreditfli ödeme şekli, ithalatçı açısından da malların ve gerekli belgelerin sağlıklı biçimde eline geçmesini, aksi takdirde mal bedelinin ödenmeyeceğini garanti altına alan bir ödeme şeklidir. Bu durumda bankalararası bir işlem gündeme gelmekte ve akreditifte genel ve basit anlamda dört tarafın mevcut bulunduğu bir ödeme şeklidir.

Bazı Akreditif Çeşitleri: - Dönülebilir (Kabili Rucu) / Dönülemez (Gayri Kabili Rucu) Akreditif (Revocable / Irrevocable Credit) - Teyitli / Teyitsiz Akreditifler (Confirmed / Uncorfirmed Credit) Ödeme Şekillerine Göre Akreditifler: - Görüldüğünde Ödemeli Akreditifler (At Sight Letter of Credit) - Vadeli Akreditifler (Deferred Letter of Credit)

Kabul Kredili Ödeme: Alıcı ile satıcı arasında yapılan sözleşmeye istinaden, satılan eşya ile ilgili olarak, satıcının bankası tarafından düzenlenen vadeli bir poliçenin, alıcı tarafından kabulünden itibaren vadeli bir akreditif açılması, kabul kredili ödeme türüdür.


Gümrükleme Nedir?

Gümrükleme; Türkiye Cumhuriyeti Gümrük Bölgesine giren ve çıkan eşyaya ve taşıt araçlarına uygulanması zorunlu mevzuat işlemlerinin gerçekleştirilmesini ifade eder. Türkiye Cumhuriyeti Gümrük Bölgesi, Türkiye Cumhuriyeti topraklarını kapsar. Türkiye kara suları, iç suları ve hava sahası gümrük bölgesine dâhildir.

4458 sayılı gümrük kanununun 5. maddesine göre "Bütün kişiler, gümrük mevzuatı ile öngörülen tasarrufları ve işlemleri gerçekleştirmek üzere gümrük idarelerindeki işleri için bir temsilci tayin edebilirler. Transit taşımacılık yapan veya arızi olarak beyanda bulunan kişiler hariç olmak üzere, temsilci Türkiye Gümrük Bölgesinde yerleşik bulunan kişilerdir.

Temsil, doğrudan veya dolaylı olabilir. Temsilci, doğrudan temsil durumunda başkasının adına ve hesabına hareket eder. Dolaylı temsil durumunda ise kendi adına, ancak başkasının hesabına hareket eder. Temsilci, temsil edilen kişi namına hareket ettiğini beyan etmek, temsilin doğrudan veya dolaylı olduğunu belirtmek ve sahip olduğu temsil yetki belgesini gümrük idarelerine ibraz etmek zorundadır." Aynı kanunun 225. maddesine göre: "Eşyanın gümrükçe onaylanmış bir işlem veya kullanıma tabi tutulmasına ilişkin faaliyetler, 5 inci madde hükümleri çerçevesinde, sahipleri ile bunların adına hareket edenler tarafından doğrudan temsil yoluyla veya gümrük müşavirleri tarafından dolaylı temsil yoluyla takip edilir ve sonuçlandırılır.". Gümrük kanununun verdiği yetki ile gümrük müşavirleri her türlü gümrük işlemini takip ederek sonuçlandırabilirler.


Gümrükleme Kanunu

Gümrük Kanunu; 27 Ekim 1999 tarihinde TBMM tarafından kabul edilen, 4458 sayılı kanundur ve Türkiye'nin gümrük konularında esas olan hukuk kaynağıdır. 18 Haziran 2009 tarihinde 5911 sayılı Kanun ile değişikliğe uğramıştır. Kanunun ilk iki maddesi aşağıdaki gibidir: Madde 1- Bu Kanunun amacı, Türkiye Cumhuriyeti Gümrük Bölgesine giren ve çıkan eşyaya ve taşıt araçlarına uygulanacak gümrük kurallarını belirlemektir.

Madde 2- Türkiye Cumhuriyeti Gümrük Bölgesi, Türkiye Cumhuriyeti topraklarını kapsar. Türkiye kara suları, iç suları ve hava sahası gümrük bölgesine dâhildir; 27 Ekim 1999 tarihinde TBMM tarafından kabul edilen, 4458 sayılı kanundur ve Türkiye'nin gümrük konularında esas olan hukuk kaynağıdır. 18 Haziran 2009 tarihinde 5911 sayılı Kanun ile değişikliğe uğramıştır. Kanunun ilk iki maddesi aşağıdaki gibidir:

Madde 1- Bu Kanunun amacı, Türkiye Cumhuriyeti Gümrük Bölgesine giren ve çıkan eşyaya ve taşıt araçlarına uygulanacak gümrük kurallarını belirlemektir. Madde 2- Türkiye Cumhuriyeti Gümrük Bölgesi, Türkiye Cumhuriyeti topraklarını kapsar. Türkiye kara suları, iç suları ve hava sahası gümrük bölgesine dâhildir


Antrepo Nedir?

Antrepo; gümrük mevzuatına tâbi olan eşyaların, gümrük gözetimi altındayken muhafaza edildiği ve ilgili dış ticaret işleminin tamamlanabilmesi için gerekli işlemlerin yapıldığı bir tür depodur. Eşyanın gümrük mevzuatına uygun bir şekilde antrepoya konulması halinde muhafaza edilmesinde süre sınırlaması yoktur ve bu süre içerisinde vergilerin ödenmesinin gerekli olmadığı bir gümrük rejimidir.

Antrepolar; sadece antrepo işletmecisinin kendi eşyasını muhafaza edebildiği "özel" antrepolar ve herkes tarafından kullanılabilen "genel" antrepolar olarak iki çeşittir. Eşyanın muhafaza edilmesi karşılığında antrepo işletmesiyle yapılan anlaşmaya uygun olarak ardiye ücreti ödenir; ücretin belirlenmesinde süre, hacim, nitelik ve benzeri etkenler önemlidir.


Nakliye (Navlun) Nedir?

Navlun; Deniz hukukunda taşıyanın belirli bir ücret karşılığında, gemisini kısmen ya da tamamen taşıtana tahsis ederek ya da tahsis etmeksizin bir yükü deniz yoluyla taşımayı yüklendiği sözleşmedir. Taşıyan, gemisinin tamamını ya da bir bölümünü taşıtana tahsis edebilir veya parça mal olan belirli bir eşyayı denizde taşımayı yüklenebilir. Navlun sözleşmesi şu hususları içerir: Taşıyan tarafından yapılan bir taşıma taahhüdü; Gemiyle taşımaya elverişli bir malın varlığı; Taşımanın denizde yapılması; Taşımanın gemi niteliğinde bir araç ile yapılması; Taşımanın ücretli olması. Navlun sözleşmesi şekle tâbi değildir; ancak uygulamada genellikle konşimento düzenlenir. Bir navlun sözleşmesinde taşıtan olan kimse, bu sözleşmeye dayanarak ikinci bir sözleşmede taşıyan sıfatını alabilir.

Bu halde bir alt taşıma sözleşmesi vardır. Navlun sözleşmelerinin bir türü de, karma navlun sözleşmeleridir. Bu durumda taşıyan, yükü kara, nehir ve deniz yoluyla taşımayı taahhüt eder. Navlun sözleşmesinden taşıyan ve taşıtan yönünden bazı hak ve borçlar doğar. Taşıyanın başlıca borçları, yükü taşıyacak gemiyi, yüklemeye hazır, sefere ve denize elverişli olarak yükleme limanında bulundurmaktır.

Taşıyanın, navlun sözleşmesinden doğan en önemli hakkı ise bir ücret, yani navlun almaktır. Navlun, aksine bir hüküm olmadıkça para ile ödenir. Taraflar, navlun miktarını saptamakta serbesttir. Ancak, bugün navlun genellikle uluslararası sözleşmeler ile saptanmış olduğu için, taraflar çoğunlukla bunlara bağlı kalmaktadır. Navlunu ödeme borcu, kural olarak taşıtandadır. Ancak, eğer bir konşimento düzenlenmiş ve bundan navlunu ödeyecek olanın, malı alan kişi olacağı anlaşılıyorsa, navlunu ödeme borcu konşimentoya göre, yükü alacak olan kişiye geçer. Navlun alacağı, muaccel olmasından itibaren bir yıl içinde zamanaşımına uğrar. Taşıyanın, navlun alacağı için, astarya ve sürastarya ücretlerinde de olduğu gibi, yük üzerinde hapis hakkı vardır.

Navlun sözleşmesi, Pişmanlık navlunun ödenmesiyle hiçbir sebep gösterilmeden; Gemiye devlet ya da yabancı bir devletin el koyması halinde; Taşınacak mallar üzerinde ithal ya da ihraç yasağı konması halinde; Yükleme ya da varma limanının ablukaya alındığı hallerde; Savaş halinde; İmkânsızlık halinde sona erer.


İthalat Nasıl Yapılır?

İhracat; bir ülkede üretilen bir malın, yabancı ülkelere döviz karşılığında satılmasına denir. İhracat işleminin gerçekleşebilmesi için öncelikle ortada satılacak bir ürün olması gerekir, sonrasında ise bu işlemi gerçekleştirecek Türkiye Cumhuriyeti'nde mukim ve vergi numarası olan tüzel veya gerçek bir kişi (gerçek kişilerde T.C. kimlik numarası yeterlidir) gerekmektedir.

İlk defa ihracat yapılacaksa; Gümrük İdaresi'ne ve İhracatçılar Birliği'ne kayıt olunması şarttır, kayıt için aşağıda listelenmiş evrakların tamamı gereklidir: İmza sirküleri (tüzel kişiler için), imza beyannamesi (gerçek kişiler için) Faaliyet Belgesi (tüzel kişiler için) Ticaret sicil gazetesi (tüzel kişiler için) Vergi mükellefiyet yazısı (tüzel kişiler için) Vekâletname (temsil yoluyla işlem yapılması halinde) Yetkililerin kimlik sureti Bütün ürünler için geçerli olan yukarıda bahsedilen genel uygulamalar sonrasında, ihracatı gerçekleştirilecek malın tabi olduğu mevzuat çerçevesinde diğer işlemler de (fatura düzenlenmesi, fatura bedeline göre belirlenen İhracatçılar Birliği ücretinin ödenmesi, dolaşım belgesinin hazırlanması, vb.) gerçekleştirilir.